24 Aralık 2009 Perşembe

sapsarı

şu an herşey sepya bir fotoğraf gibi. öylece tek başına anlamsız duruyor, bir sehpanın üstünde. odanın içinde öyle bir şarkı çalıyor ki durmaksızın arka arkaya... sanki binlerce hayvan kalbime saldırmışlar ve benim çığlıklarıma aldırmadan koparıp parçalıyorlar. paramparça. müzik susmadıkça fotoğrafın rengi iyice soluyor, iyice mutsuz oluyor içindeki iki kişi. ellerimle, binbir özveriyle yaptığım, kurduğum herşey yüksek sesten, o mutsuz sesten tuzla buz oluyor. ellerim açık bakakalıyorum hiçbirşey yapamıyorum. şaşkınım, sessiz bir şaşkınlık bu artık. diyecek birşey kalmıyor, ben desem bile o yüksek sesten hiçbir şey duyulmuyor, hiçbir şey anlaşılmıyor. konuşmak artık mantıksız, manasız. sustukça içime kaynar sular dökülüyor bir yandan, tüm iç organlarımı yakarak geçiyor. biliyorum hasta edicek bu beni, belki de öldürecek. ama bunu da umursamıyorum. bırakıyorum ki yavaş yavaş acı çekerek öldürsün. biryerlerde kaybolup gitmesin, acı bilmeyen küçük çocuklara dönmemeliyim ki "bir sonraki acı" asla olmasın. bir sonraki acı vücuduma girdiği anda zehirleyip soluğumu keser çünkü. bu kadarı yetti. daha görülecek çok şey var diyenlere dönüp bakıyorum bomboş gözlerle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder